Haberler

16 Ekim 2012

İstanbul Küresel Forum'da "adalet" Tartışıldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde düzenlenen İstanbul Küresel Forum 13-14 Ekim 2012 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğinde yapılan forumun teması “Adalet”ti.

Dünyanın karşı karşıya olduğu sorunların enine boyuna değerlendirilmesi ve somut çözümlerin tartışıldığı forumda adalet 6 ayrı temada tartışıldı.

Temalar:

Adalet ve Küresel Düzen

Adalet ve Siyaset

Adalet ve Tarih

Ekonomik Adalet

Adalet, Sanat ve Medya

Adalet ve Din

başlıklarından oluşuyor.

Forumun açılışı Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Kalın ve SETA Başkanı Taha Özhan konuşma yaptı. Foruma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çok sayıda milletvekili, TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, çok sayıda akademisyen, siyasetçi, bilim adamı, temsilci ve basın mensubu katıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan forumun ilk gününde konuşma yaptı. Başbakan konuşmasında; küresel ekonomik krizin yaşandığı ülkelerde toplumsal gruplar arasındaki gelir uçurumunun tehlikeli bir şekilde büyüdüğünü dile getirdi. “Asıl büyük trajedi dünyanın diğer bölgelerinde yaşanmaya devam ediyor. Bugün dünyanın yarısı günde 2,5 Dolarla yaşamak durumunda. Her yıl 2,5 milyon çocuk aşı olamadığı için hayatını kaybediyor. 120 milyon çocuk eğitim imkanlarından yoksun bırakılıyor. BM Bin yıl kalkınma hedefleri, insanlığın büyük bölümü için bugün çok uzak görünüyor. Sorunlar küresel krizle daha da derinleşip, yaygınlaşıyor. Uluslararası barışı ve güvenliği tehdit edecek boyutlara doğru gidiyor. Küresel gelir dağılımını daha adaletli hale getirecek bir yeni düzenin kurulması, yoksullukla etkin mücadele, sürdürülebilir kalkınma gibi hususların bütün ülkeler için öncelikli hale geldiğini görüyoruz. Bilhassa yükselen ekonomilerin, bu konuda önemli sorumluluklar üstlenmesi gerekiyor. Türkiye olarak, sorumluluklarımızın bilinci içinde, bu doğrultuda aktif çalışmalar yürütüyoruz. En az gelişmiş ülkelerle işbirliği, dış politikamızın temel hedeflerinde ön sıralarda yer alıyor. Geçtiğimiz yıl en az gelişmiş ülkeler için düzenlenen BM Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık. Bu konuda önümüzdeki 10 yılın yol haritası olan İstanbul Eylem Planı’nın hazırlanmasına önemli katkılarda bulunduk. Eylem planı doğrultusunda önümüzdeki 5 yıl içinde söz konusu ülkelere 200 milyon lira hibe katkısı sağlamayı taahhüt ettik. Bunun da ötesine geçerek, uluslararası işbirliği ve koordinasyon ajansımız TİKA’nın faaliyetlerini dünya geneline yayılacak şekilde genişlettik. TİKA bugün 5 kıtada, 100 ülkede faaliyet yürüyor. Türkiye’nin az gelişmiş ülkelere yönelik bu yılki kalkınma yardımlarının tutarı 1,5 milyar dolara ulaştı. Az gelişmiş ülkelere yardım elimizi uzatmayı, vicdani sorumluluğumuzun gereği ve insanlığın adalet özlemini giderecek bir misyon olarak görüyoruz. Bizim bu çabalarımızın, diğer ülkeler için de örnek teşkil etmesinden memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

“Somali halkını bundan sonra da yalnız bırakmayacağız”

Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak son bir sene içinde Somali’ye yaptıkları yardımların bu ülkede meydana getirdiği muazzam olumlu değişimi bizzat gördüklerini ifade ederek, daha geçen seneye kadar kendi kaderine bırakılan ve adeta bir insanlık trajedisine mahkum edilen Somali’nin, bugün Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan uluslararası yardım ve ilgi sayesinde yeniden ayağa kalktığını söyledi. Ülkedeki terör ve iç savaş ortamının giderek etkisini kaybettiğini, ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarının olumlu etkilerinin görülmeye başlandığını belirten Erdoğan, “Somali halkı artık geleceğe umutla bakıyor. Somali halkını bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Uluslararası camiadan da. Vicdan ve adalet anlayışı doğrultusunda Somali halkının yanında yer almaya devam etmesini bekliyoruz. Aynı şekilde Myanmar’da, Arakan’daki insanların da şu anda terk edilmişliğini, ihmal edilmişliğini görmemezlikten gelemezdik, şu anda elimizi uzatmanın gayreti içindeyiz, mücadelesi içindeyiz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise forumda “Kuzey Afrika ve Adil Gelecek” başlıklı oturumda konuşma yaptı. “Eğer adil bir gelecek kurulmak isteniyorsa, orada hakların ve hukukların teminat altına alınması lazım. İnsanların insan olması nedeniyle sahip olduğu hakları, hiç bir ülke yönetiminin tartışmaması lazım” dedi. Bugün, Kuzey Afrika’da yaşananların temelinde dünyanın başka ülkelerinde yaşananlardan farklı şeylerin olmadığını, her yerde sorunların aynı olduğunu ve o sorunların çözümü doğru bir şekilde yapılamadığı zaman neticelerinin de aynı olduğunu belirten Bozdağ, şunları kaydetti:

“Adil bir gelecek kurulacaksa, bugünden itibaren en önce kavramın adalet üzerine kurulması lazım. Eğer hukuk, adalet varsa, insanlar başına bir iş geldiği zaman devletle ihtilafa düştüğünde sığınacağı yargı var ve ’ben oradan devleti mahkum ettirir, hakkımı alabilirim’ diyorlarsa veya birbirleri karşısında herhangi bir ihtilaf var ve bu ihtilafın çözümü için işleyen adil bir hukuk düzeni varsa, orada hukuki güvenlik var demektir. Devletin bütün eylem ve işlemleri yargı denetimi altındaysa orada iyi işleyen bir sistem var demektir. Kurallar yönetenlerin iki dudağından çıkandan ibaretse, çıkan kararlar insanları tatmin etmiyorsa adalet duygusu zedelenir. Adaleti ayakta tutamadığınız zaman mülkü ayakta tutma imkanı yoktur. Hukuk devletinin gerekleri neyse, bunu iyi kurgulamak ve hayata geçirmek lazım. Adil bir gelecek kuracaksak, adil bir hukuk düzenini bundan önce herkesin kurması lazım. Ulusal düzeyde bunu herkesin yapması lazım. Ama uluslararası düzeyde de adil bir hukuk düzenine ihtiyaç var.”

“BM Güvenlik Konseyi’nde adaletli bir dağıtım yok”

AÎHM’in oluşumu ve kararlarını çok yakından inceleyen biri olduğunu belirten Bozdağ, “Dünyada siyasi olarak işleyen en önemli mekanizmalardan bir tanesi AÎHM’dir. Yargıçların nasıl siyasal duruş ortaya koyduğunun birçok örnekleri vardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de adaletli bir dağıtım yok. Dünyanın düzeni 5 daimi üyenin çıkarlarına göre tanzim edilmiş durumda. Suriye konusu veya başka bir konu gündeme geldiğinde bu 5 ülkenin çıkarları uyuşuyorsa, oradan ortak bir karar çıkıyor. Eğer bir tanesinin çıkarına ters düşüyorsa oradan bir karar çıkmıyor. Pek çok uluslararası örgüt, çıkar esaslı daha ziyade güçlünün çıkarı esasında bir yapılanması var” diye konuştu.

“Adil bir gelecek kurulmak isteniyorsa”

Temel hak ve hürriyetler konusunun her yerde tam olması gerektiğini ifade eden Bozdağ, “Eğer tam olmazsa, insanların hakları verilmezse, bu hakları kullanmak istediği zaman ona güvenli bir hürriyet ortamı sağlanmazsa, devlet, haklarını kullanmak isteyenlerin güvenli bir şekilde kullanması için gerekli tedbirleri almazsa, hukuki alt yapıyı oluşturmazsa orada başka başka sorunlar ortaya çıkabilir” dedi.

İnsan haklarını her ülkenin teminat altına alması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, “Eğer adil bir gelecek kurulmak isteniyorsa, orada hakların ve hukukların teminat altına alınması lazım. İnsanların, insan olması nedeniyle sahip olması nedeniyle sahip olduğu hakları hiç bir ülke yönetiminin tartışmaması lazım. Eğer Kuzey Afrika’da adil bir gelecek kurulacaksa, o zaman hürriyetler ve haklar konusunda yapılması gereken neyse o adımların atılması lazım” diye konuştu.

Kuzey Afrika’da tarihi adımların atılması, paradigmanın değiştirilmesi, mesafelerin alınması gerektiğini ifade eden Bozdağ, bunlar gerçekleştirilmediği sürece sorunların devam edeceğini belirtti. Demokrasinin de hayata geçirilmesi gerektiğini anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

“Gelir dağılımındaki adaletsizlikler de adil bir geleceğin kurulmasına engel olan en önemli hususlardan bir tanesi. Bir tarafta milyon, milyar dolarları olan insanlar, diğer tarafta bir dolar ile geçimini temin eden insanlar… Adaletli bir paylaşım sistemi kuramazsanız, adaletli bir gelecek kurma şansınız olmaz. Kaynakları doğru kullanmak, doğru paylaşmak ve bunun için hukuki ve diğer alt yapıları oluşturmak şarttır. Alt sınıf ile üst sınıf arasında uçurumun olduğu, orta sınıfın yok denecek kazar az olduğu bir yerde kıyamet her zaman kopmaya hazırdır. Libya’da, Mısır’da ve başka yerlerde bunun örneklerini gördük.”

Bozdağ, uluslararası toplumun da dağılımın adaletli olması konusunda önemli adımlar atması gerektiğini ancak şu anda önemli adımların atılmadığını ifade etti. Bekir Bozdağ, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere, uluslararası yapılanmaları yeniden gözden geçirmesinde fayda olduğunu anlattı.

TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, forumda sürdürülebilir kalkınma başlıklı oturumda moderatörlük yaptı. Moderatörlük sırasında Güney-Güney İşbirliği ve Üçlü İşbirliğine değinen TİKA Başkanı, daha iyi bir dünyanın bilgi ve tecrübe paylaşımından geçtiğini ifade etti.

Forum’da yabancı katılımcılarla birlikte aile fotoğrafı çekildi.

Sonraki Haber

Kenyalı Doktorlara Acil Vaka Yönetimi Eğitimi

Acil sağlık hizmetlerinin her ihtiyacı olana tam zamanında ve en etkin yöntemle ulaşması, sağlık yöneticilerinin üzerinde durduğu konulardan biridir. Acil sağlık hizmetleri güven, süreklilik, etkinlik ve zaman odaklı çalışma isteyen bir hizmet. Bugün birçok ülkede...